-
1 dik açı
мат.прямо́й у́гол -
2 dik açı
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > dik açı
-
3 dik açı
n. vertical angle, right angle -
4 dik açı
gûç--------stêl -
5 dik açı
right angle -
6 dik
-
7 dik
-
8 dik
(-ki)1.1) вертика́льный; перпендикуля́рный тж. мат.dik borulu kazan — тех., вертика́льный водотру́бный котёл
dik çizgi — перпендикуля́р, вертика́ль; норма́ль
2) отве́сный, круто́й; обры́вистыйdik kaya — отве́сная ска́ла
dik mahrek — воен. крута́я (навесна́я) траекто́рия
dik yamaç — круто́й склон
dik yokuş — круто́й подъём
3) мат. прямоуго́льный; ортогона́льныйdik açı — прямо́й у́гол
dik dörtgen — прямоуго́льник
dik koni — прямо́й ко́нус
dik prizma — пряма́я при́зма
dik üçgen — прямоуго́льный треуго́льник
dik yamuk — равнобе́дренная трапе́ция
4) перен. о́стрый; колю́чий, щети́нистый, ерши́стый; вызыва́ющий2.в разн. знач. пря́моdik durmak — стоя́ть пря́мо
dik bakmak — при́стально смотре́ть на кого, уста́виться на кого
dik dik — а) стро́го, суро́во, жёстко; б) ре́зко, пря́мо
dik dik bakmak — а) суро́во взгляну́ть; б) посмотре́ть пря́мо в глаза́
-
9 açı
- bitişik açı
- burulma açısı
- büküm açısı
- dar açı
- değme açısı
- dış açı
- dik açı
- düşme açısı
- düşüş açısı
- eğilim açısı
- eğim açısı
- emniyet açısı
- geciktirme açısı
- geniş açı
- görüş açısı
- iç açı
- iç sürtünme açısı
- kayma açısı
- komşu açı
- kontak açısı
- kutup açısı
- meyil açısı
- sapma açısı
- saptırma açısı
- sürtünme açısı
- şev açısı
- tabii şev açısı
- temas açısı
- yansıma açısı
- yatış açısıİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > açı
-
10 açı
го́речь (ж) го́рький* * *1) мат. у́голdar açı — о́стрый у́гол
dik açı — прямо́й у́гол
geniş açı — тупо́й у́гол
komşu açı — сме́жный у́гол
pusula açısı — а́зимут
sapma açısı — у́гол магни́тного склоне́ния
2) перен. то́чка зре́ния, взгляд (на что-л.)bu açıdan — под э́тим угло́м зре́ния, с э́той то́чки зре́ния
-
11 açi
1) КЪУАПЭ, (Абз. КЪУАПЭ)3) (dik açi) къопэзанд/къуапэзадэ -
12 dik
adj. perpendicular, upright, vertical, straight, steep, bluff, upstanding, erect, horny, abrupt, arduous, bold, jagged, precipitous, rapid, scarped, sheer, square, stand up, stiff, up--------adv. uprightly--------dik (açı)adj. right--------dik (saç)adj. rough* * *1. endways 2. endwise 3. implant 4. perpendicular 5. sew 6. sew on 7. steep 8. stick up 9. transplant 10. upright 11. vertical 12. steeper (adj.) 13. sewing (v.) 14. stitching (v.) 15. suturing (v.) 16. potting (v.) 17. transplanting (v.) 18. sewed (v.) 19. sewn (v.) 20. transplanted (v.) 21. stitch (v.) 22. suture (v.) 23. plant (v.) 24. pot (v.) 25. erect (adj.) 26. steep (adj.) 27. sheer (adj.) -
13 açı
açı sdoğru/dik/dar/geniş \açı ein gestreckter/rechter/spitzer/stumpfer Winkelbu/ekonomik \açıdan aus dieser/wirtschaftlicher Sichtbir şeye başka bir \açıdan bakmak etw aus einem anderen Blickwinkel betrachtenhukuki/politik \açıdan bakıldığında vom juristischen/politischen Blickpunkt aus gesehen3) milölü \açı toter Raum -
14 dik
",-ki 1. perpendicular. 2. straight, upright, erect (in standing). 3. steep. 4. fixed, penetrating, intent (look). 5. geom. right. 6. sharp, biting (remark). - açı geom. right angle. - âlâsı /ın/ colloq. the very worst (of). - bakışlı staring angrily, sharp looking. - başlı 1. conceited, stuck-up. 2. pigheaded, obstinate. - dik severely, angrily. - dik bakmak /a/ to stare angrily, look fixedly (at). - durmak to stand upright. - kafalı pigheaded, obstinate. - rüzgâr naut. head wind. - ses a sharp voice or sound; harsh voice. - sözlü rudely outspoken. - tutmak /ı/ to hold straight, hold upright. - üçgen geom. right triangle. " -
15 прямой угол
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > прямой угол
-
16 right angle
dik açi -
17 right angle
dik açı* * *doğru açı* * *(an angle of ninety degrees, like any of the four angles in a square.) dik açı -
18 угол
köşe* * *м1) köşeу́гол стола́ — masanın köşesi
у́гол платка́ — mendilin köşesi
у́гол ко́мнаты — odanın köşesi
на углу́ у́лицы — caddenin köşe başında
сиде́ть в углу́ — köşede oturmak
заверну́ть за́ у́гол — köşeyi dönmek
в си́нем углу́ (ри́нга) — mavi köşede
обыска́ть все углы́ — köşeyi bucağı aramak
2) (приют, пристанище) barınak (-ğı)не име́ть своего́ угла́ — barınağı / evceği olmamak, barınaksız olmak
3) мат. açıо́стрый у́гол — dar açı
под прямы́м угло́м — dik açı oluşturacak biçimde
••уби́ть кого-л. из-за угла́ — haince öldürmek / vurmak
ходи́ть из угла́ в у́гол — köşeden köşeye gidip gelmek
под э́тим угло́м зре́ния — bu bakış açısından
-
19 Winkel
-
20 rechte
- 1
- 2
См. также в других словарях:
dik açı — is., mat. Birbirini kesen iki doğrunun oluşturduğu açılar eşit olduklarında, bu açıların her biri Bütün dik açılar doksan derecedir … Çağatay Osmanlı Sözlük
dik — sf. 1) Yatay bir düzleme göre yer çekimi doğrultusunda bulunan, eğik olmayan Sağlam yapılı, dik duruşlu bir gençti o yıllarda. N. Cumalı 2) Yatık durmayan, sert Dik saç. 3) Sert, kalın, tok (ses) Sesi dik ve küstahtı, söylediklerini aşağı salonda … Çağatay Osmanlı Sözlük
açı — mat. 1) Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki yarım doğrunun oluşturduğu geometrik biçim, zaviye 2) mec. Görüş, bakım, yön, anlayış biçimi Bu röportajların özellikleri açı tazeliği, sunuş özelliği ve kıvrak mizahı idi. H. Taner… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tümler açı — is., mat. Bir dar açıyı dik açı değerine çıkaran açı … Çağatay Osmanlı Sözlük
geniş açı — is., mat. Bir dik açıdan daha büyük olan açı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikey — sf., mat. 1) Başka bir doğru ile kesiştiğinde onunla birlikte dik açı oluşturan (doğru çizgi), amudi a, b doğrusuna c noktasından dikey bir doğru indirilince 90 derecelik açı oluşur. 2) zf. Dik olarak Birleşik Sözler dikey geçiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikgen — sf., mat. Birbiriyle veya kesim noktasındaki teğetleriyle dik açı yapacak biçimde kesişen Dikgen doğrular. Dikgen eğriler … Çağatay Osmanlı Sözlük
dönence — is., coğ., gök b. Yerküre üzerinde, güneş ışınlarının yılda iki kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator un 23° 27 kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki çemberden her biri, tropika Oğlak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşe demiri — is. Dik açı biçiminde üretilmiş demir … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşe dolabı — is. Köşe yere yerleştirilen dik açı biçiminde yapılmış dolap … Çağatay Osmanlı Sözlük
köşebent — is., di, Far. gūşe + bend 1) Bir yere fotoğraf yapıştırmaya yarayan, üçgen biçiminde arkası zamklı küçük kâğıt 2) Birleşen iki kereste vb.ni tutturmaya yarayan, dik açı biçiminde bükülmüş demir, L demiri … Çağatay Osmanlı Sözlük